You are here
Ortak Taleplerimizle 1 Mayıs’a!
Gebze’den bir grup emekçi kadın
Çeşitli sektörlerde çalışan bir grup emekçi kadın olarak bir araya geldik. Yaklaşan 1 Mayıs’ın bizim için anlamını hep birlikte konuştuk. 1 Mayıs, 1886’da Amerika’da öncü işçilerin 8 saatlik işgünü mücadelesiyle ortaya çıkmış ve sömürüye karşı mücadele ve dayanışma günü olarak işçi sınıfımıza bırakılan tarihsel bir mirastır. Dünyanın her yerinde işçi sınıfının meydanlara çıkarak sorunlarını, taleplerini dile getirdiği, sınıfsız, sömürüsüz barış dolu bir dünya için haykırdığı bir mücadele günüdür. Bizler de işçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
Metal sektöründe çalışan Zehra: Benim 8 yaşında bir kızım var ve kirada otuyorum. Her kiracı gibi ben de ev sahibimle sorunlar yaşıyorum. Ev sahibi benden %150’ye varan zam artışları bekliyor. Benim maaşıma bu kadar zam yapılmıyor ki? Ev sahibine bu artışı yapamayacağımı söylediğimde “evimden çık” diyor. Evden çıkmaya kalksam dışarıda kiralık evler astronomik fiyatlarda. Aldığım ücret yüksek enflasyon karşısında zaten gün gün erirken, kira parasından geriye kalan bütçe ile temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyorum. Ben bu 1 Mayıs’ta alanlarda “Kiralar Dondurulsun!” diye haykırmak istiyorum.
Metal sektöründe çalışan Nermin: Alım gücümüz günden güne eriyor. Sebze ve meyveyi tane ile alıyoruz. Ucuz ürün alabilmek için sürekli market pazar geziyorum. Sağlıklı gıda yerine ucuz ve kalitesiz ürünleri tercih etmek zorunda kalıyorum. Artan enflasyon oranında zam alamıyoruz. Çocuklarımızın beslenmesine sağlıklı gıdalar koyamıyoruz. Okullarda çocuklarımıza bir öğün yemek verilmesini istiyoruz. İşçi sınıfından adaletsizce vergi kesiliyor. Yılın üçüncü ayından sonra vergi dilimine giriyoruz. “Vergide adalet istiyoruz!” ve “Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi kesilsin!” demek için 1 Mayıs’a katılacağım.
Petrokimya işçisi Berna: İşçi sınıfının ve emekçi halkın ortak sorunu hayat pahalılığı… Artan enflasyon karşısında artık eskisi gibi geçinemiyoruz. Ücretlerimiz günden güne eriyor. İktidar partisi söz konusu sermaye olunca vergi indirimi de yapıyor hatta onları affedebiliyor da. Söz konusu biz işçiler olduğunda ise vergi adı altında ücretimiz daha cebimize girmeden kaz misali yolunuyoruz. Ben de 1 Mayıs’ta “Vergi adı altında soyguna son!” demek istiyorum. Kapitalist sistem işçi ve emekçilere açlık ve yoksulluktan başka bir şey sunmuyor. Emperyalist savaşlarıyla dünyamızı tehdit ediyor. Hep birlikte “Kahrolsun kapitalizm!” ve “Emperyalist savaşlara hayır!” diyelim.
Ancak örgütlü bir sınıf olarak ortak taleplerimiz çerçevesinde birleşirsek gücümüzü 1 Mayıs alanlarında gösterebiliriz.
Yaşasın 1 Mayıs!